26 Eylül 2011 Pazartesi
Modada zevkler
Bosuna bana surekli neler giyiyorsun, hangi markalardan alisveris yapiyorsun diye mesajlar atmayin kizlar. Bizim zevklerimiz uyusmuyor. Butun moda bloglarinda su igrenc jeffrey campbell ayakkabilara olup biten kizlar var! Ben bunu bedava olsa ayagima takmam arkadas! Ayakkabi zevkinize tukureyim!
24 Eylül 2011 Cumartesi
Prada Rules!
Tamam Prada color block trendini yaratan asil markadir ve saniyorum bu trend iki uc yil surer ama kardesim bu Prada Spring Summer 2012 showuyla yepyeni baska bir trend daha yaratmislar resmen! Gorsellerin hepsine bayildim ama su cantalardan veya su guzelim deri elbiseden daha guzel birsey dusunemiyorum! Harikalar!
Etiketler:
fashion,
kadin,
kendini kaybeden kadın,
moda,
show
22 Eylül 2011 Perşembe
dua-3
Süt doldu taştı hala sağan yok!
Töbe töbe!
Allah'ım sen koru Yarebbim! Bu nedir ya!? Bu Rihanna mı? Sadece saçına ayda 37 bin TL veren kızın dramına bak. Ulan koskoca dünya starısın kalıcı makyaj diye birşey duymadın mı? O bit kadar gözlerine bir eyeliner çektiremedin mi? Dudakları desen Demet Akalın'ın ölü dudağından beter. Mosmor! Ay çok korktum!
Dua -2:
Allah'ım! Sen bizi Rihanna gibi gündüz Quasimodo gece tanrıça olan kadınlardan koru! Tabi erkekleri de!
Etiketler:
kafa ütüleme,
kendini kaybeden kadın,
komik
20 Eylül 2011 Salı
düğüne gidiyoz biz!
Şimdi moda haftası dediğin şey biz Türklerde "gideyim de bir kaç defile izleyeyim, modacılarla tanışayım veya trendler hakkında bilgiler alayım" şeklinde gelişmez. Daha çok düğüne gider gibi abiye veya kokteyl tarzı giyinelim, yüzümüze ne bulursak badana boya yapalım, saçlarımızı tabi ki lüle lüle maşa yapalım ve piyasa yapalım tarzda gelişiyorTakip ettiğim bloglar da gördüğüm kişilerin %99'u korkunç giyinmişti. O kadar ki hepsi defileden çıkıp düğüne gideceklermiş gibi giyinmişlerdi. Kendine moda bloggerı diyenler ise salaş tarzları(!) ile kendilerince farklılaşmak istemişlerdi. Ama bu tarz hem şık hem de doğal görünülmesi gereken yerlerde nasıl giyinmeli? Hem güzel olmak hem de özenli olmak için nasıl bir kombinasyon yapmak gerekir sorularının cevaplarını bize Miroslava Duma veriyor.
Etiketler:
kafa ütüleme,
kendini kaybeden kadın,
tarz
17 Eylül 2011 Cumartesi
Dua/dilek/temenni vs. Serisi
Tabi insan gün içinde ve de hayatı boyunca sıklıkla çeşitli dileklerde bulunur veya dualar eder. Bende neden blogumda böyle bir seriye başlamayayım diye gereksiz bir aydınlanma yaşadım. Ama tabi ki bunlar "ayyy tom fordun makyaj serisinden rujum olsun" veya "allaaaam nolur bana bu marka ceketi, şu marka ayakkabıyı nasip et." şeklinde wishlistlerden olmayacak.
Şimdi ilk duamıza başlıyoruz. Bismillah!
Allah'ım! Nolur nolur nolur aptal baykuş modası geçsin. Kimse baykuşlu aksesuarlar takmasın, heryerde karşımıza çıkmasın. Sevimli ve dünyalar güzeli loris modası gelsin!
LORİS > BAYKUŞ!
14 Eylül 2011 Çarşamba
the ugly truth
Eğer biri size "seni olduğun gibi seviyorum" derse kızlar, suratına yumruk atın. Bu bilinçaltınıza "sen aslında çirkin/şişko/cahil/kıro falansın ama nedense sana aşığım." demenin kibar yoludur. Ama bunu Bruno gibi söylerse o başka...:)
Bruno Mars - Just The Way You Are Warner-Music
Bruno Mars - Just The Way You Are Warner-Music
Şşşşş!
Bazı erkekler çok garip. Mesela çirkindir ama bir gülümsemesi vardır! Eritir bitirir insanı. Veya o kadar güzel konuşur ki ağlatır seni. Ya da çok yakışıklıdır, yanından geçse tüylerin ürperir ama ağzını açtığında kaçasın gelir. O güzel kafanın içinde beyin yoktur.
Cansel Elçin ise hem ağzını açtığında hem gülümsediğinde hem de parmağını dudaklarına götürüp Şşşh yaptığında eritiyor insanı. O kadar güzel laflar etmiş, öyle güzel pozlar vermiş ki Elle Türkiye'yi okurken bütün kadınların "Allah!", "Bu nedir ya?!" diye kendinden geçtiğine eminim.
NOT1: Ama Cansel Elçin'i Taksim'de gördüm. 1.83 boyundaki adamın kolları çubuk kraker gibi..Biraz spor biraz antreman yap Cansel'cim!
NOT2: Kardeşimin bu Şşş pozuna yorumu süper: "Bütün hastanelere bunu assınlar. Bak kadınlar bir daha gevezelik yapıyor mu?!"
Etiketler:
adam,
allahım o neydi ya,
aşk
12 Eylül 2011 Pazartesi
Mrs. S.
"Kadınların düşmanı yine kadınlardır." lafını Oscar Wilde mı yoksa Seda Sayan mı söylemiştir hatırlamıyorum ancak kesinlikle doğrudur. Muhtemelen sizin de hayatınızda baş düşmanım diyebileceğiniz kadın(lar) olmuştur. Benim de oldu. Kendisini yani S. yi burada mevzu bahis yapmamın sebebi ayakkabıları. Kişisel kavgalarımızın -ki ben hayatımda kimseyle küs kalmadım. Sadece bazı insanların bazı yalanlarıyla coşmuş bir hatundur kendisi- yanı sıra ayakkabılarına uyuz olurdum.
Bir kadın için ayakkabı önemlidir. Kadının kişiliğini temsil eder ayakkabıları. Penelope Cruz oynayacağı bir filme başlamadan önce karakter için yönetmeni de takıp koluna ayakkabı alışverişine çıkarmış. Çünkü herşey orada başlar!
Bu ayakkabı modeli benim lugatımda Oxford değil S ayakkabısı olarak bilinir. Hep bunları giyerdi. Hep!Siz yukarıdaki ayakkabıyı giyen biri hakkında ne düşünürsünüz bilmem ama benim için o kadar korkunç ki bu ayakkabıyı giyenlere sevabına Nine West'ten ne bileyim Urban Outfitterstan 10 dolara ayakkabı veresim gelir.
NOT: Sevgili S., bana hakaret davası açacaktın, peşime adam taktıracaktın. Benden bu kadar korkmana gerek yoktu. Yoksa var mıydı? Ha?
9 Eylül 2011 Cuma
it's gucci!
H&M? No, thanks...
Ne zaman H&M'e girsem markaların insan psikolojisi üzerindeki etkilerine bir kez daha hayran kalıyorum. H&M'i bu kadar harika yapan nedir? Tabi ki markanın gücü!Yoksa siz kıyafetleri veya aksesuarları mı sanmıştınız?
H&M'e ne zaman girsem o kıyafetlerin kumaşlarına ve çantaların dokularına dayanamıyorum. O kadar dandik ki ellerim "sakın dokunma o çantaya!" diye haykırıyor sanki. Çok mu tarz? Eh birazcık öyle. Ama ucuz dediğinizi duyuyorum. Ucuz falan değil. Daha ucuza daha kaliteli şeyler her yerde satılıyor. Takılar desen iki günde kararıyor.
Ama tüm bunlara rağmen hem yurtdışıda hem de geldiğinden beri Türkiye'de mağazaların hepsine girip çıkıyorum. Herhangi bir kıyafet veya çanta alamadım. Bir ayakkabı aldım giyemiyorum, bir bilezik aldım hemen karardı. Çantalar o kadar dandik materyalden yapılmış ki asla koluma takmam. Kıyafetlerin kumaşları da çok kötü. Açıkcası sadece iç çamaşırı alıyorum.
Yurtdışındaki H&M'lerde kozmetikte var. En azından losyon veya far alabiliyorsunuz. Ha neden markaya hayransın derseniz? Dünyada inanılmaz bir fenomen, İstinye Park mağazasını insanlar resmen talan ediyorlar, Barcelonada aynı sokakta kaç tane H&M var sayamadım bile! Markalar kitleleri böyle etkiliyor. Levi's jeanlerin birkaç modeli burada üretiliyor ama Levi's diye alıyoruz işte. DKNY gömleklerin 7 dolarlık maliyeti gömleklerini 90 dolara satmalarını engelliyor mu? İşte bu yüzden H&M'de maliyeti 10 tl bile tutmayan ürünleri almak için sıraya giriyoruz. Markalar iliklerimize işlemiş. Ama H&M benim için fazla dandik, fenomen falan takmıyorum yani..:)
H&M'e ne zaman girsem o kıyafetlerin kumaşlarına ve çantaların dokularına dayanamıyorum. O kadar dandik ki ellerim "sakın dokunma o çantaya!" diye haykırıyor sanki. Çok mu tarz? Eh birazcık öyle. Ama ucuz dediğinizi duyuyorum. Ucuz falan değil. Daha ucuza daha kaliteli şeyler her yerde satılıyor. Takılar desen iki günde kararıyor.
Ama tüm bunlara rağmen hem yurtdışıda hem de geldiğinden beri Türkiye'de mağazaların hepsine girip çıkıyorum. Herhangi bir kıyafet veya çanta alamadım. Bir ayakkabı aldım giyemiyorum, bir bilezik aldım hemen karardı. Çantalar o kadar dandik materyalden yapılmış ki asla koluma takmam. Kıyafetlerin kumaşları da çok kötü. Açıkcası sadece iç çamaşırı alıyorum.
Yurtdışındaki H&M'lerde kozmetikte var. En azından losyon veya far alabiliyorsunuz. Ha neden markaya hayransın derseniz? Dünyada inanılmaz bir fenomen, İstinye Park mağazasını insanlar resmen talan ediyorlar, Barcelonada aynı sokakta kaç tane H&M var sayamadım bile! Markalar kitleleri böyle etkiliyor. Levi's jeanlerin birkaç modeli burada üretiliyor ama Levi's diye alıyoruz işte. DKNY gömleklerin 7 dolarlık maliyeti gömleklerini 90 dolara satmalarını engelliyor mu? İşte bu yüzden H&M'de maliyeti 10 tl bile tutmayan ürünleri almak için sıraya giriyoruz. Markalar iliklerimize işlemiş. Ama H&M benim için fazla dandik, fenomen falan takmıyorum yani..:)
7 Eylül 2011 Çarşamba
IFW hakkında nasıl olsa 21312312321 tane post okuyacaksınız o yüzden kısa keseceğim ama Swarovski'nin Bağdat Caddesindeki mağazasında Wilma Elles nam-ı diğer Caroline cadısı 21:00 ve 22:30 saatleri arasında stil danışmanlığı yapacakmış. Swarovski Türkiye'nin marka yöneticisi ya PMS döneminde akıllıca kararlar veremiyor ya da bütçesi çok düşük mecbur kaldı.
Wilma Elles'in stil danışmanlığını bırak, stil ile ilgili ne gibi bir ilgisi var ki? Şeytan diyor git mağazaya, yetkiliyi bul bağır çağır! "utanmadın mı birkaç bin dolar için bu kadını getirtmeye?" diye!
2 Eylül 2011 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)