27 Kasım 2010 Cumartesi

Hannah ve Racheal

Deniz aşırı kargo ücretlerinin 1$ olduğu bir dünya hayal edebiliyor musunuz? Öyle bir dünyada sonsuz kadar takım ve sonsuz kadar çantam olurdu. Ve tabii sizin de.

Hannah Zakari; Rachael Lamb'in 2004 yılında İngiltere'de kurduğu, tamamı el yapımı ve fiyatları oldukça uygun ( shipping ile birlikte:)) broşların, takıların ve çantaların bizleri beklediği bir marka. Sitedeki her bir ürünü tek tek inceledim ve çok beğendim. Buyrun bakalım...:)

















23 Kasım 2010 Salı

Uuuuupuzun Post:)

Çok uzun süredir hem benim hem de ailemin sıkıntılı dönemler yaşamasından dolayı kendimi toparlayamadığım için post yazamıyordum. Ancak bugün çok özel bir gün! Artık yazmalıyım diye düşündüm.:) Hem sevenlerim bekler:) Kısa kısa biriktirdiklerimden başlayalım:

1- Louis Vitton Fall-Winter 2010 koleksiyonunun kampanya konsepti ve fotoğrafları sanırım hayatımda gördüğüm en klas çekimlerden biri. Hatta beyaz boyalı ahşap bir çerçevede aşağıdaki editoryalleri çerçeveletip asmayı düşünüyorum. :)



Çantanın üzerindeki binlerce payet elde, tek tek işlenmiş. El emeği katılan ürünler daha kıymetli...



2- Elle Türkiye'nin muhabirlerinden Seda Yılmaz'ın dergideki yazılarını ve harika blogunu takip etmenizi şiddetle ve en acilinden tavsiye ediyorum! Yazılarını okuduğumda "ayyyyy ne tatlı kız bu ya" ya da "ne kadar güzel sorular sormuş!" gibi yorumlar yapacağınıza eminim!




3- Valentino'nun en son sanat eserlerini muhtemelen görmüşsünüzdür! İnsan bunları takmaya kıyamaz ki! Oturup seyretmelik ve iç geçirmelik..





4- Dünyanın en iğrenç bilgisayar serisiyle tanışın! HP Pavillion! Sürekli tamire gönderiyorum ve o kadar çok masraf çıkarıyor ki...Bilgisayar tamircisi ve mühendisi olan arkadaşlarım bu serinin sürekli tamire ihtiyaç duyduğunu, kimsenin memnun olmadığını söyledi. Yeni bir bilgisayar almanın zamanı geldi galiba!



5- Bir de ünlüler keşke twitter kullanmasalar değil mi? Keşke dünya görüşlerini, genel kültürlerini ve her yaptıklarını bilmesek. Bazılarını takip edeyim dedim. Keşke etmeseydim. Şimdi şarkılarını dinleyemiyorum. Birbirlerine " Ayhhhh sarı çiçeğimmmmmmm çok tatlısın yağğğğ" yazmalarını sanırım kaldıramazdım.

6- Şimdi gelelim postun en önemli kısmına! Tabi ki en sona bıraktım.:) Bugün yani 23 Kasım 2010 tarihinde normalde elbiseleri 1000$ ve bir tshirtü 750$ olan Lanvin kalp H&M koleksiyonu Forum İstanbul'a geldi. Bu koleksiyonu çok uzun zamandır bekliyordum ve umarım birşeyler alabilirim diye hayaller kurmuştum. Yarın doğum günüm ya, kendime hediyeler alacaktım.:)

Hafta içi olduğu için çok kalabalık olmayacağını düşündüm ve ablalarımla beraber sabah 11'de (zaten alışveriş merkezi 10'da açılıyor.) oradaydık. O kadar kalabalıktı ki! İnsanlar gece 4'te gelip mağazaların açılmasını beklemiş! ALışveriş yapmak için öncelikle bileklik alınıyor. Belli saatler arasında o bilekliğin saati geldiğinde yirmi kadar kişiyi küçücük bir alan ayrılmış, oraya alıyorlar ve onbeş dakika içinde alışverişlerini yapıp çıkmaları bekleniyor. Bu insanlar o elbiseleri nasıl denedi, 300 TL'yi deneyemeden bir elbiseye nasıl verdiler hiç anlamadım. Ben zaten o elbiselerin kumaşlarını ilk gördüğümde almaktan vazgeçmiştim. Lanvin ( Okunuşu Lanven'dir bu arada) de olsa bir pazen elbiseye o parayı vermem. Kadınlar kasada milyarlar ödediler o elbiselere, paltolara.Bize bileklik kalmamıştı. Saat 14:10'dan sonra bileksiz bir şekilde herkes alışveriş yapabilecekti ama zaten hiçbirşey kalmaz ki! Kadınlar birbirlerine ve çalışanlara sesleniyor, ekip ve ekip lideri motivasyon amaçlı (ee tabi o kadar kadınla baş etmek zor!) birbirlerini alkışlıyor, bileklik alamayanlar bilekliği olanlara "Nolur bana bunu al sana parasını veririm kasada" diye yalvarıyordu. Of yazarken bile yoruldum! Bu arada yaşının o tayt ve garip takılara rağmen 40 olduğu belli olan hanımefendi kendisine tshirt ve kolye falan almış, kasada arkadaşıyla şöyle konuşuyordu:

40'lı kadın: Ay tatlım benim 700 dolara aldığım tshirt 80 lira ya! Klüpte giyerim ben bunu alayım!

Arkadaşı: Ama o senin yaşına gitmez ki.

40'lı kadın: Aman nolcak! Öylesine bir tshirt değil bu! Elimdeki lanveğğğğğğnnnnn!


Neyse ben ablam rahatsız olduğu için beklemek istemedim ama bir kızın sınavı varmış, bana beden ölçüsünü ve telefonunu verdi. Ben ona elbise alacaktım o da bana bilekliğini verecekti. Evlerimizde yakındı buluşup alışverişimizi tamamlayacaktık. Fakat kızın bilekliğinde saat 12:40 yazdığı için çok bekleyecektik ve bana fenalık gelecekti!
Sonra yeryüzüne bir melek indi ve adamcağız bana bilekliğini verdi. Eşi içerideymiş zaten o birşey almayacakmış. O kadar sevindim ki! Utanmasam sarılacaktım! Tabi ki hemen sıraya girdim ve sonunda istediklerime kavuştum. :)

Ta taaaaaaaaaa!



Tshirt gerçekten çok tatlı. Kardeşime aldık. Taytın üstüne topuklu ayakkabıyla harika duracaktır. Ancak kesinlikle elde yıkanmalı!



Topuğu göründüğü gibi değilmiş, çok yüksek! Evde denedim yürüyemedim:) Ama olsun:)



İşte bana göre koleksiyonun en güzel parçası. (Paltolar da çok güzeldi ama pahalıydı.) Ancak benim numaram olan 37 kalmamıştı, bende ablama 36'sını aldım.



Bunlara bayıldım! Uzun saplı olan çok hafif ve güzel. Küçük portföy de çok tatlı ve boncukları yapıştırma değil, dikiş o yüzden dökülmez.

Bir de ruj varmış ama ben onu kimsede görmedim. Eğer o siyah ayakkabıyla hiç yürüyemiyeceğime karar verirsem iade edeceğim mecburen. 3 gün içinde koleksiyon ürünlerini değiştirebilme şansının olması da ayrıca güzel! Elbisesi olmayanlar değiştirebilir veya benim gibi ayaklarından muzdarip olanlar.

Şimdilik bu kadar. :) Çok klişe biliyorum ama sevdiklerinize ve kendinize iyi bakın!

Not1: Erkek kısmında çıt çıkmıyordu, erkekler sakin bir şekilde alışveriş yapıyordu.:)
Not2: Bugüne kadar yurtdışında büyük şehirlerde bir sürü H&M gezdim.Birçoğu Türkiye'dekinden alan olarak daha büyüktü ve daha fazla ürün vardı. Ayrıca Türkiye'ye gelecek mi bilmiyorum ama kozmetik ürünleri de olmalı! Çünkü vücut losyonları çok güzel kokuyor. Fakat sürekli koleksiyonların yenilendiğini ve mağazada biraz araştırmacı olmanın işe yarayacağını hatırlatırım:) Bir de Türkiye'deki genel olarak düzenliydi. Yurtdışında mağaza rafları bizim Bershka'nın indirimdeki hali gibi oluyor diyeyim, siz anlarsınız. :)