30 Nisan 2010 Cuma

Gün ışığı…



Bazen sen mutlu olmak isterken bile engeller hayat... Sen gülümsersin o ağlatır. Sen öteki olan her şeye kucak açarken o ayırır her bir farklı olanı bir diğerinden…


İşte böyle anlarda bahar geliverir… Sarımtırak, tatlı ve serindir bahar. Ne çoktur ne de az…





İşte ben çok mutlu olurum böyle zamanlarda...


Gün ışığının en yakıştığı fotoğrafları paylaşıyorum sizlerle… Umarım tatlı gün ışığı sizi de gülümsetir.


27 Nisan 2010 Salı

Sergun'la Hava Atmak Serbest!

A: Aaaa! inanmıyorum yüzüğün ne kadar güzel!

B: Teşekkürler, Sergun'dan aldım! (Ve B içinden "hihihihi" der...:))

Neyle hava atıyoruz? Tabi ki Sergun'un pasajındaki takılarla ve bardak altlıklarıyla! O kadar güzeller ki...Mimar insanların moda bloglarını görmüştüm ama böyle yetenekleri olduğunu bilmiyordum.:) Ayrıca fiyatları da çok uygun. Hadi bakalım alışverişe!

NOT: Yüzüklerle ilgili yazıma gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkürler!


Şunlara bakın!!!




22 Nisan 2010 Perşembe

Çantaların bedeni yoktur.

Çevremdeki herkes çok iyi bilir ki ben bir çanta düşkünüyüm. ( En son somon rengi çantam yok diye kahroluyordum, o da oldu. :)) Geçenlerde tesadüfen bir programda Barbaros Şansal* konuktu. “Kadınlar neden ayakkabı ve çantaya daha düşkündür, bilir misiniz? ? Çünkü onların bedeni yoktur. Bir giysi bedene oturmalı, giyen tarafından en düzgün şekilde taşınmalı. Ancak ayakkabı ve çanta kişiliğin simgesidir, bedeni olmadığı için hem itibar göstergesidir hem de ruhun o dönemdeki halini.” dedi. O kadar doğru sözler ki…

Çantalar ve ayakkabılar olmazsa olmazlarımızdan… Bu blogta sıkça göreceğiniz öğeler bunlar. Ancak sokaktaki herkesin birbirine benzediği, trendy olmak adına Dolly gibi kopyalandıkları bir ortamda Renkli Bilezikler kimselere benzeyemez. Sizlerde ister sadece okuyucu ister sıkı takipçi olun, kimseye benzemeyin. Kendiniz olmak, Dolly olmaktan her zaman daha çekicidir. ;)

Blisskiss bize bu imkanı sağlayan, zorlu mücadelemizde yanımızda olan markalardan… Şu anda sitede çok az ürün var ancak onlar bile bize marka hakkında fikir veriyor. Ayrıca yeni ürün geldikçe gönderdikleri bülten o kadar tatlı ki…:) Sadece bunun için bile üye olasınız gelecektir.


*Barbaros Şansal, tanımayanlar için Yıldırım Mayruk’un yamağı olarak kendini tanıtan bir modacıdır. Çılgın, akıllı ve yeteneklidir.








İşte bu da harika bülten! Ne kadar yaratıcı, değil mi?


Hemen bu çantalardan almalıyım diyenler! Buyurun..:)

18 Nisan 2010 Pazar

İpek ve Harika Şeyler

İpek Yaylacıoğlu’nun aslında başarılı ve çılgın bir tasarımcı olduğunu bilmiyordum. Belki birçoğunuz da bu paylaşım sayesinde öğrenecek. O kadar tatlı ve harika şeyler tasarlamış ki inanamadım… Bir insan hem bu kadar güzel hem de böylesine yetenekli olsun! Kıskanmamak elde değil. :)


İpek, Londra’da şapka eğitimi almış ve Türkiye’ de internet üzerinden yaptığı tasarımları satıyor. Bu tasarımlara baktıkça ne kadar çılgın bir hayal gücü olduğunu ve hayallerini hamurla, boncukla veya kristallerle gerçekleştirebildiğini görüyorum.


İpek Yaylacıoğlu'nun hem ürünlerini görelim hem de bir Merhaba diyelim derseniz adresi; http://wicked.pasaj.com/

Böyle yetenekli insan evlatları olmasa biz ne yapardık? :)



Kendisi de çok tatlı değil mi?:)






















13 Nisan 2010 Salı

P.S. Yaratıcı Kadın Erica

Bloguma yazmaya başladığımdan beri orada burada “ Benim blogum var, biliyor musunuz?” demeye başladım. :) Artık bir yere gittiğimde, bir şey gördüğümde bunu da yazayım, bunu da, bunu da diyorum.


DIY (Do it Yourself- Kendin Yap) projeleri hakkındaki görüşüm genelde sıkıntıdan ne yapacağını şaşırmış insanların abidik gubidik yapıştırma ve kesme işlemlerinden ibaret olmasıdır. Çünkü koca koca avize kristallerini ipe geçirip boynuna asmak veya toz bezinden bozma üzeri işlemeli bir t shirtle gezmek bana göre değil. En azından yaratıcılık bu değil!


DIY, genelde ilham alınarak ve emek harcanarak yapılması gereken bir uğraş olmalıdır. Bu konuda ahkam kesecek bilgim veya deneyimim yok ama gözüme hitap etmeleri açısından en azından ‘kıytırık’ olmasınlar, değil mi? :)


P.S. I Made This – Not: Ben Yaptım adlı siteyi o kadar çok beğendim ki hemen yazmalıyım dedim. :) İşte bu sitede yer alan projeleri yaapn Erica Domesek kendisini yaşam stilisti olarak görüyor. Çünkü ilham aldığı her şeyi kendi yaratıcılığı ve hayal gücüyle, enteresan fikirleri ve el becerileriyle birleştiriyor. Ayrıca Kate Spade, Tumi, J.Crew, Anthropologie, Roxy, Sigerson Morrison gibi markalarda stilistlik yapmış. O yüzden sizlerle paylaşmak istedim. :)
Bu DIY’ların hepsini yapabilirim! Sadece çantamı boyamak konusunda kararsız kaldım. Ya elim kayarsa ve desen mahvolursa? Bu riski alabileceğimi sanmıyorum çünkü çantalarıma fazla düşkünüm. ;)

Özellikle yazlıklarda harika duracak bir dekor örneği...Sadece sahilden toplanacak deniz kabukları ve dallar ile sade bir kavanoz yeterli...





Beyaz veya açık renk bir tshirtün üstünde harika duracak bir kolye örneği...Hem jean hem kanvas ile harika duracaktır!






Bence aşağıdaki DIY örneğinde renkli kancalı iğneler de kullanılabilir. Tamamen sizin hayal gücünüz... :)





Çok beğendiğim bir örnek daha...







Ve yazının en başında bahsettiğim, tereddür edeceğim tek DIY bu..Çantalarımda değişiklik severim ve buna cesaret ederim diyorsanuz, o başka! Ama sonuç bir harika! Satılsa ben kesin alırdım!!!


9 Nisan 2010 Cuma

Kısa kısa...


 Yırtık Converse trendini, yenisini almaya parası yetmeyenler çıkartmıştır.

 Şu hayatta ki en saf kıskançlık lisedeki sevgilinizin “Kim o senin yanında oturup tost yiyen çocuk?” demesidir. Zira yaş ilerledikçe kıskançlık sadece bencilliğin bir yansıması olacaktır.

 Kağıt bardakta bir şey içerken dudağın o kağıda yapışması, içinde aşk iksiri bile olsa bu durumdan nefret etmeni sağlıyor.

 Havalar daha ısınmadı ama trençkotlar, babetler ve mini etekler ortaya çıktı. Bunları giyenlere kızmayın. :( O eşyaları göstermek için güneşin yüzünü göstermesini bekliyorlardı.

 DIY projelerinin %51 ‘i “Ben bunu yaparım!” hırsından oluşur.

 Blog yazmamın tek sebebi ELLE Türkiye dergisinde röportajımın çıkmasını istememdir. :)

5 Nisan 2010 Pazartesi

Ya kocamansınız ya ufacık…:)

Neden bahsediyorum???

Tabi ki bu sezon her yerde karşımıza çıkan kocaman yüzüklerden ve en zarif halleriyle ufak taşlı yüzüklerden! Bahar sezonu başladı ve tüm moda dünyası çiçeklere, hem neon hem de yumuşacık renklere, zımbalara, asi ama masum kadınlara göz kırpıyor. Bende her yerde karşımıza çıkan irili ufaklı yüzüklerden sizlere en beğendiklerimi sunmak istedim.

Burada kolajları internetten yaptım. Diğer fotoğraflardaki ise benim elim ve yüzüklerim :) Ancak çok büyük taşlı yüzükler ablama ait. Resim yaptığım için parmaklarımda keçeli kalem lekeleri olabilir, idare edelim :)

Yüzüklerin hiç biri orta boy değil! Yazının başlığında olduğu gibi kocamanlar veya ufacıklar... Ama unutmayalım. Kadın eli dediğin bulaşık yıkarken de piyano çalarken de bakımlı olmalı… Her zaman manikür yaptırmak mümkün olmayabilir. Ama duştan sonra tırnak etlerini itmek, elleri sürekli nemlendirmek ve düzenli törpülemek gerek. Ojeler söz konusu olduğunda ise; kırmızı oje sevmem, iddialı olmak bana göre değil diyorsanız muhakkak en azından şeffaf bir oje mutlaka kullanmalısınız.


Bu yazının en iddialı yeri şimdi geliyor:)Eğer tırnaklarınız çabuk kırılıyorsa veya soyuluyorsa, yarım limonun içerisinde tırnaklarınızı bir kaç dakika bekletin. Tırnaklarınız sertleşecektir.

Önce büyük yüzükler..:)














Küçük yüzükler...:)








Sıra benim yüzüklerim de..:)









Bu posttan sonra hemen gidip yüzük almak isteyeceksiniz eminim:)