20 Aralık 2011 Salı

Hey hat! Yine, yeni ve yeniden aradığımı bulamadım.

Yüksek lisansa istediğim ve hayalini kurduğum mesleği yapabilmek için gerekli eğitimi alayım diye başladım. X Üniversitesinin pazarlama ve marka yönetimi ile ilgili yüksek lisasına kayıt yaptırdım. Hem İngilizce hem Türkçe mülakatları geçtim. Y.lisans ilk başladığında tanıştığım İ Hoca var, programın koordinatörü onun dersini aldım iki kere. Hayatımda tanıdığım en iyi hocalardan biri. Resmen o anlattıkça not tuttum, kitabı yaladım yuttum, sınavında sayfalarca yazı yazdım, derse katıldım, sunumu için çok çalıştım ve zaten iyi birer notla derslerinden geçtim. Program akşam olduğu için insanlar işten çıkıp geliyorlar. Dolayısıyla İ Hoca'nın zorlayıcı dersleri canlarını sıktı ve çoğu zaten çok düşük notlar aldılar. Ama Onun derslerinde öğrendiklerim sadece Marka Yönetimi nasıl olmalı sorusuna cevap olmadı aynı zamanda bana bu konuda çalışmak istiyorsam çok çalışmam, araştırmam ve sorgulamam gerektiğini öğretti. O yüzden genelde çok zor çok kazık derler onun dersleri için insanlar. İki senelik bu programda diğer hocalarım okursa belki hiç alınmasınlar ama çok az şey öğrendim. Hep kendi öğrendiklerim, okuduklarım üzerinden devam etti master programım. Sürekli pazarlama blogları okudum, yazılı basını takip ettim bu konu ile ilgili bütün yayınları her ay okuyorum zaten, ingilizce türkçe farketmez hepsini tek tek altını çizerek notlar alarak. Düşünün ki bu işi ne kadar yapmak istiyorum. Bir markayla bir markanın yaratılmasında veya sürdürülmesinde çalışmak istiyorum. Olmadı. Hiç olmayacak belki de türlü türlü sebeplerle.Ama bu yazının konusu yaptığım master, neden çalış(a)madığım değil. O yüzden devam edelim.

İ Hoca haricinde master programındaki hocalarımın maalesef yetersiz olduklarını düşünüyorum. Öyle ki bu sene dersleri dinlemedim bile. O kadar bilindik örnekler veriyorlar ki internete pazarlama yazıp okusam aynı şeyleri öğrenirim muhtemelen. Hocalar 10 sene öncesinin pazarlamasını anlatıyor. Kusucağım aynı örnekleri dinlemekten artık. Sosyal medya diyorum, marka yönetimi değişti 4 P artık 4 P değil, pazarlama evrimleşti diyorum. Sesimi duyuramıyorum. Maalesef bu konuda da şanssızlığım mı yoksa benden mi kaynaklanan bir problem bilmiyorum ama aradığımı bulamadım. Pazarlama çok derin bir konu. Eskisi gibi değil. Sürekli yenilenme istiyor. Geride kalırsan sektörün dışında kalıyorsun iş hayatında. Ama bir üniversitedeysen ve karşında işten yorgun argın gelmiş insanlar varsa derste sohbet ediyorsun ve dersi erkenden bitiyorsun. Bu insanların içinde bu işi yapmak için yanıp tutuşan ve bu derslerin tanesine 200 küsur TL veren insanlar olduğunu unutuyorsun. Bazı insanların oraya gerçekten senden birşeyler öğrenmek için geldiğini yok sayıyorsun. Belki gerçekten senin de bu konuyla alakan yok belki de işimi iyi yapıyor muyum, öğrenciler master olsun olmasın bir şeyler öğrendiler mi, derse gelmeden önce öğreteceğimi düşündüğüm (aslında internetten hazırladığım) sunumum yeterli mi diye iç muhasebe yapmıyorsun. Ama Hocam, inan hiçbir şey öğretmiyorsun.

Dolayısıyla sonuna gelmekte olduğum masterımın bana istediğimi vermediğini, büyük hayal kırıklığına uğradığımı, yetersiz ve vasıfsız hocalar güruhundan artık sıkıldığımı yazdım ki belki master yapma konusunu düşünen arkadaşlar varsa okullarını, ders veren öğretmenleri, o programı daha önce alanların deneyimlerini iyice araştırırlar da benim yaptığım aynı hataya düşmezler.

NOT: Bazı arkadaşlar tanıdım, sadece işlerinde yükselmek için bu programa kayıt yaptırmışlar, hani master yapanlar terfi alıyor diye. Mesela onların öğrenmek gibi bir kaygıları yoktu. Derse gelip maillerine bakar, uyur giderlerdi. Eğer siz de öyle bir düşüncedeyseniz bu yazı zaten sizin de canınızı sıkmıştır. :)

Hiç yorum yok: