9 Mayıs 2012 Çarşamba

ölümler



“I cry a lot because I miss people. 
They die and I can't stop them. They leave me and I love them more.”
RIP Maurice Sendak

7 Mart 2012 Çarşamba

iki ile iki dört etsin diye yalvarırken..

hastane, ev, hastane, hemşire,kafeterya, hastane odası ve odanın bulunduğu kattın koridoru, ilaç,serum,morfin,ağrı,çay,gözyaşı, eve git duş al geri gel, temple run, sedye, röntgen, onkoloji, baş ağrısı, bel ağrısı,hasta bakıcı, mide bulantısı, hastane, radyoterapi, kemoterapi, parasentez, morfin, ağrı bandı, gözyaşı, tansiyon, şeker, çocuklar, morfin, onkolog, gösyaşı, çığlıklar, ilaçlar, serum, gözyaşı

bu şekilde geçiyor günlerim. dolayısıyla blog yeniden öksüz kaldı. Tıp ile mühendislik birbirinden o kadar farklı ki. mühendislikte bir sistem kuruyorsun ve işliyor, 2 ile 2 yüzyıllardır 4 ediyor. mühendislikte bir simülasyon kuruyorsun çalışıyor. organizasyon yapıyorsun yürüyor. tıpta (onkolojide) bazı ilaçlar ve bazı yöntemler var. onları uyguluyorsun. ya tutarsa diye vücuda ilaç mayalıyorsun. nasreddin hocanın gölü nasıl maya tutmadıysa ilaçlarda işe yarayamabiliyor. onkoloji öyle bir dal ki tedaviler tamamen vücudun vereceği tepkiye bağlı. yani onkolojide iki ile ikiyi topladığında kaç edeceği hastadan hastaya değişiyor. çok garip.

uzunca bir süredir hastanede olduğumdan farklı farklı hayatlara şahit oluyorum. bir ara onları da yazacağım.

bu tepeler hep karlı

27 Şubat 2012 Pazartesi

Yıkım

Hersey önce gercek hayatta yıkılmaya baslar. Hic mı iyi birsey olmayacak diye isyan etmeye başladığın zaman zihnindeki ve kalbindeki hayaller, umutlar, idealler hepsi ama hepsi yıkılır.

Geriye sadece "bugün de atlattık cok şükür"ler kalır.

24 Ocak 2012 Salı

Tanrı Markaların Sayfiye Yerleri

Şimdi kabul edelim, biz ezikler kışı yaşadığımız yerde geçiriyor ve yazın da taş çatlasa bir aylık bir otel/ada/sayfiye yeri tatiline gidiyoruz. Ha mesela ben kış gelsin boardımı alayım Kartepeye, Erzurum'a olmadı çok banal ama Uludağ'a giderim isterim diyenlerdenseniz o başka tabi. Neyse, tabi dünyada bir de %10'luk bir kesim var ki, hiçbir şey yapmadan trilyonlara sahipler. Bunlar kışın İsviçre'ye yazın da Bora Bora'ya olmadı Abu Dabi'ye gidiyorlar sanıyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Kışın sıcak memleketlere yazın soğuk memleketlere gidiyorlar. Çünkü para mok gibi afedersiniz.

Bu yüzden markalar da tabi boş durmuyorlar kışın ortasında bu biçareler oralarda ne giyecekler diye düşünüp Cruise koleksiyonlar çıkarmaya başlıyorlar. Tabi markalar derken senin benim alışveriş yaptığımız H&M, Zara veya Mango gibi markaları kastetmiyorum. Bildiğin modayı yaratan adamlardan; Chanel, Dior veya Balmain gibi markalardan bahsediyorum. Mesela benim trilyonlarım olsaydı şu Chanel Cruise 2012 defilesindeki mayo ve kaftanlardan alır, tepeme Chanel tokalarımı ve boynuma da Chanel boncuklarımı takardım, doğruuuuuuu jetimle İbiza'ya giderdim. Sizce de Eda Taşpınar tarzı nasıl giyildiği ve çişin geldiğinde nasıl çıkarıldığı muamma olan saçma mayokinilerden daha seksi ve göz alıcı değiller mi?

Ha bir de, sen koskoca Chanel/Lagerfeld olursan eğer her türlü avantajı bırak, pek yaratıcılık gerektirmeyen bir koleksiyon bile çıkarsan işte insanlar seni ayakta alkışlıyorlar. Chanel olmak modada öyle bir şey ki, modanın Tanrısısın resmen. Sen ne dersen o oluyor, sen nereye gidersen markalar oraya geliyor. Sen tutup klozetin üstüne CC harflerini işletsen, herkes o tuvalete sıçmak için yarış eder hale geliyor. O sebepledir ki moda Chanel gibi Tanrı markaları yaratmamıştır, onlar modayı yaratmışlardır. Bak bak bak, gene ne laflar ediyorum?! Neyse bu Tanrı markaları başka bir yazıda detaylı inceleyeceğim. Buyrunuz; Chanel Cruise 2012 modellerine.

NOT: Cruise koleksiyon nedir diye daha detaylı bakmak için şahane blog'a ışınlanıyoruz.







Maalesef söylemiyor.

19 Ocak 2012 Perşembe

Allah!

Yani şimdi bu fotograflara bakıp ta "eshedu en laaaaaa ilahe!" demeyen var mıdır? Bu nedir ya bu nedir Allah askına biri söylesin?! Bradley insan degil anladık o kadarını da Ryan neden bu kadar karizmatik! İnsan böyle bir sevgilisi kocası olsa onu dışarı bile çıkarmaz ise göndermez yemin ederim. Evde yer bunu karnı doyuncada gecer karsına seyreder o derece.

Şimdi bu güzellikler blogda dursun da blogun bereketi artsin milletin gözü gönlü açılsın bacım.